10. April 2023
Günümüz dünyasının bir başka boş beleş sloganı: ‘Çok çalış ve zengin ol!’ İnsanları şuna inandırmak istiyorlar: Çok çalışırsan, dünyanın en zengin insanları gibi zengin olabilirsin. Sanki dünyanın en zengin insanları çok çalışarak zengin oluyorlar... Neyse, bu ayrı bir mesele... Varsayalım ki, herkes dünyanin en zengin insanları kadar çok çalışıyor. O zaman bu slogana göre herkesin bu insanlar kadar zengin olabilmesi gerekir. Ama dünyanın...
10. April 2023
Hepimiz hayallerimizin pesinde koşuyoruz veya koşmak istiyoruz. Kendimizi gerçekleştirmenin peşindeyiz. Günümüz dünyasında hayal kurmak, hayallerini ve kendini gerçekleştirmek iyi olarak kabul ediliyor. Bana göre ise, kendini ve hayallerini gerçekleştirmek koşulsuz ve şartsız iyi birşey değildir. Hayaller adil olmalı. Hayallerde insanlar insan onuruna yaraşır şekilde yaşayabilmeli. Fakat maalesef kurulan birçok hayalde haksızlıklar var, insan onurunu incitici...
26. November 2022
Aydın bir insan olmak neyi gerektitir? Kimlerin sorumluluğudur aydınlığı taşımak? Bu ve benzeri sorular son yıllarda düşünce dünyamda çok yoğunlaştı ve önem kazandı. Özellikle öğrencilik dönemimin teknoloji ve bilgiyle toplumu ileri taşıma iddiasına sahip olan yerlerde geçmiş olması bu sorularla yüzleşmemi kaçınılmaz hale getirdi. Yukarıdaki sorulara cevap bulmak için aydın sıfatını hak ettiğini düşündüğüm iki işimi hatırlamak ve onların...
27. März 2022
Son zamanlarda biraz yaşadım ve biraz düşündüm. Hasılat aşağıdadır: 'Acı olan; gerçekleşmesi imkansız olana inandırmaktır. İnandırılana inanamamaktır.' 'Güç olan; tutunamıyorken tutunulan olmaktır. Tutanları bırakmamaktır.' Göktuğ Alkan
18. Januar 2022
Wenn ich mich in Situationen befinde, deren Zustandekommen mehr externen Bedingungen als meiner Selbstbestimmung zugeschrieben werden können, merke ich oft, dass Menschen über andere Menschen reden, das heißt, dass mangelhafte Einstellungen oder Verhaltensweisen anderer Menschen thematisiert werden. Solche Arten von Gesprächen können sogar stundenlang fortgesetzt werden, ohne dass der Runde dabei ansatzweise langweilig wird. Vielleicht ist der eigentliche Grund für diese Gespräche der...
18. Januar 2022
Şartların oluşturduğu ortamlarda bulunduğumda, şunu fark ediyorum ki, insanlar başka insanlar hakkında ve daha doğrusu başka insanların sıkıntılı ve noksan tavırlarından veya davranışlarını hakkında konuşuyorlar. Hatta bunu bıkmadan saatlerce sürdürebiliyorlar. Belki bu konuşmaların sebebi kendini başkaları üzerinden yüceltmeye çalışmaktır. Belki de kendinden kaçmaktır. Ama bu şekilde kendinden kaçmanın da pek anlamlı olmadığını okuduğum bir...
07. November 2021
Her gün yeni ve hatta öncekilerini aratan haksızlıklar ve hukusuzluklar karşımıza çıkıyorken, bunca adaletsizliğe ses çıkarmayan, hatta buna çanak tutan insanlar bu kadar fazlayken ve bu kadar yüzsüzce ortada dolaşırlarken, neden hala memlekettir Türkiye? Çalıştıkları kurumları ve oturdukları koltukları bu çarpık düzeni korumak için kullanan insanlar bu kadar fazlayken neden hala memlekettir Türkiye? Bütün bunları görüp ama görmemezlikten gelenler bu kadar...
19. Oktober 2021
Herşey dönüyor. Döndükçe benim başım dönüyor. Nedendir bilmem; insan dünyaya geliyor, büyüyor, yetişiyor. Hayatın bir parçası oluyor. Belki bir iş sahibi oluyor, aile kuruyor, çoluğa çocuğa karışıyor. Belki de hayallerinin ötesine geçiyor. Belki de istediklerine hiçbir zaman ulaşamıyor. Belki de ne istediğini hiçbir zaman bilemiyor. Öyle ya da böyle bu hayatın bir parçası oluyor. Ayrılmak mı? Veda etmek mi? Asla! Gitmek istemiyor, ‘yeter bu kadar’...
15. Oktober 2021
Yıllar içerisinde oluşturulan ve durmadan kuvventlendirilen pek karanlık bir anlayış var ülkemizde. Bu anlayışa göre bütün dünya ufacık kutulara ve anlamları pek kıt olan kavramlara sığabilir. İşte bu karanlık inanışın koca dünyayı çözümlemek için önerdiği sorulardan bazıları: Ümmetçi mi, milletçi mi? İslamcı mı, Atatürkçü mü? Dindar mı, modern mi? Sağcı mı, solcu mu? Maalesef özellikle bu kutuları sığmayacak insanlar bu karanlık...
03. Oktober 2021
Son yazımda güzellik ve kötülük hakkında düşüncelerimi, bunların bana etkisinden ve düşüncelerimin akılıcılık yöntemiyle nasıl dönüştüğünden bahsetmiştim. Yazının ana fikrini kısaca şöyle özetlemek isterim; güzelliklerin ve kötülüklerin birbirlerini gerektiren olgular ve hatta ayrılmaz bir bütün oluşturmaktadırlar. Bir meseleyi iyi, güzel veya kötü olarak değerlendirirken, kullandığımız ölçekleri zıdlar oluşturmakta. Bununla ilgili şu...